Bahar geldi ya herkesin yüzü gülüyo..
Ohh negatifliklere, ağaçların çiçekleri bile izin vermiyor.. 😉
..
Ben de bu güzel havada, balkonuma yerleştim çok mühim bi yazı yazacağım.. 😉
Gülmeee.. gercekten mühim.. 😉
…
Hamileyken farkediyorsun ki, karşıdan gelen sana ilk dakikada bazı fiks cümleler var onu söylemek için can atıyor..
Mesela ; “oooo nasıl şişmişsin..!”, “aaaa yüzüne bi hamilelik gelmiş..”, “mmmm bozulmalar başlamış..” vs..
Hamileler için söylüyorum, beni bu cümlelerle ağlatmayı becerdiler; siz beni dinleyin önleminizi alın..
Doktorum; “bebeğin iyi ama sen gerekli kiloyu almıyorsun, erken doğum riski olur” dediği günlerde bile bu cümleleri duydum.. Artık eşimle birbirimize bakıp gülüyorduk.. Çünkü gerçekten olanı değil, içlerindekini ne olursa olsun söylemek isteyenlerdi onlar.. Tabi ben bunu geç anladım..
Sonra durdum düşündüm, acaba ben şimdi hamileyim diye çok mu hassas davranıyorum, eskiden ben ne diyordum..?
Onca hamile arkadaşıma, kendilerinden şikayet etseler bile bir kere dahi “kilo almışsın, yüzün bozulmuş, oran şöle böle..” dememişim.. Hep, “ay yerim senin anneliğini”, “hiç de bile kendine laf etme çok güzelsin..” falan demişim..
Bir can taşıyana diğer türlü nasıl bakılır ki..?
İşte yine bütün yollar, insanın iç huzuruna çıkıyor.. Artık sadece estetik konularını konuşanları, “yazık çok mutsuz, nerden patlayacağını şaşırıyor” diye içimden geçirerek dinliyorum..
Ne gerek var zorla mutsuzluğuna karşındakini de çekmene..
Bunu hiç anlamadım sanırım hiç de anlamayacağım.. 😉
..
Yani demem o ki; hamile insana asansörde bile öncelik veriliyorken bir hassasiyette de öncelik lazım..
Onların hamileliğini neye takıntılı geçirdiğini bilemezsin, kocccaaaaa can taşıyor.. Ayağı, kolu, gözü, kalp atışları, hareketleri olan koca bir birey.. Sen bu insana konuşurken lafını seçmeyeceksin de toplantıda karşındakine iyi görünmek için tüm kitap cümlelerini seçeceksin.. öyle mi..?
E peki sen toplantıda çok iyi insan ol.. Tercih meselesi..
Halbuki içini nurla doldursan, ona bakarken başka şeyler düşünsen, yaşadığı şeyin adının “mucize” olduğunu farketsen, onu memnun etmek için koştursan, ona bebeğiyle hayallerini sorsan, bak sen de mutlu olursun belki..
…
Ben bu yazıyı yine de yazmayacaktım, “herkesin niyeti kendine; bunlar da beni buldu” diyordum.. Ama etrafımdaki tüm hamilelerden bunu duyuyorum ve en yakın arkadaşlarımdan biri henüz 6 haftalık hamile olmasına rağmen bunları duymaya başlayınca, “yok artık” dedim..
Neyse ki, onu çok önce uyarmıştım klasik cümleler hakkında.. Gerçekten de aynılarını duyuyor.. 😉
..
Hamilelik çok çok çok güzel bir süreç..
Yaşayanlar bilir, yaşamak isteyenler güzellikle yaşasın inşallah..
Bu sürecinizi, negatiflikle lekeleyemesinler; siz bebeğinizle hayallerinizi kurmaya devam edin..
Sizin modunuzu düşürenlerin kendi hayatlarında inanamadığı bir şey, yaşayamadığı mutluluk vardır..
Durun, düşünün sonra ona kızamayacaksınız bile..
Siz, aşağıdaki fotoda benim yaptığım gibi etrafınızdaki harika arkadaşlara, eşe, aile fertlerine dönün yüzünüzü..
..
Murathan Mungan ne demiş; “MASALa inanmayan gerçeğe inanır mı..?”
Siz kendi hamilelik masalınızın mucizesine inanın..
Zaten bu yazıyı okuyan “o” kişiler, artık öyle cümleler kuramayacak size çünkü onların farkındayız ihihihihi ;))
…
Salı keyfiniz tadından yenmesin, yazıyı okurken içtiğiniz kahve falınızda en güzel kısmet çıksın.. 😉
..
Sevgiler,
Zeynep